BİTEN YILIN ARDINDAN
- Alper Apaydın
- 14 Şub
- 2 dakikada okunur
Önce 2018’i geri bırakayım, ait olduğu yere geçmişe.
İnsanoğlu bütün bitişlere karşı gerilerde bir yerlerde öfke duyarmış. Bitmesini istediğin bir şey bile olsa. Çünkü bitmesini istemenin arkasında bile bir hayal kırıklığı, gerçekleşmemiş bir istek olduğundan. İçeride bir ses ben bununla tamam değilim dediği için belki de. Her yılbaşı öncesinde bir şeyler yazardım. Bu sefer farklı oldu, sonrasında yazıyorum.
Geçtiğimiz yıl önemsediğim, sevdiğim, çok değerli bir dostumu sonsuz yolculuğuna uğurlamıştım. Bugün onun evrendeki bilmediğimiz bir yerde ilk yılı tamamlandı. Huzurla dinlen dostum.
Ben bu yıl hiç planlamadığım şeyler yaptım, yaşadım. Zaten çoğu zaman hayat benim planlarıma mutabık kalmıyor o ayrı. Tek tek üzerinden geçmeyeceğim ama bu satırları yazarken görüntülerin önünde selam veriyor gibiyim. Yaşadıklarımın. Sürprizlerin. Ani kararlarla çıktığım yolda karşıma çıkanların. Her birisi aslında tasarlamaya kalksam bu kadar mükemmel olamazdı.
Bazılarımız kızıyor; yeni yılda ne var ki, aynı evde, aynı pijamanla, aynı ülkede, aynı koşullara gözünü açıp uyanıyorsun diyor, ne bu niyetler, dilekler. Evet doğru, haklısın dostum. Ancak şu da var: Ben geçmişi ait olduğu yere geçmişe koyabildikçe, gelecek dediğim yer anlamsız bir boşluktan ibaret oluyor. Ben de o alanı kontrol edemeyeceğimi bilsem de oraya bir resim çiziyorum. Resmin özneleri, sıfatları, fiilleri, zamanı üzerinde tamamen hakimiyetim olmasa da bana iyi gelecek, kendime ve başkalarına ilham kaynağı olacak, güçlü bir resim olmasını önemsiyorum. Sonrası muamma. Ve aslında o resim hep de gerçekleşiyor. Her zaman benim düşündüğüm şekilde, zamanda, olmuyor. Ama hep oluyor işte. O yüzden o resmî çizmeyi seviyor ve önemsiyorum.
Bu yıl resmi çizmeden evvel önüme bir minik çizgi film düştü. Ve bana ilham oldu. YouTube’da, “Share your gift Apple” yazarsanız seyredebilirsiniz. Bana küçüklüğümü hatırlattı. Çilli kıvırcık saçlı kız çocuğu, yaptıklarını, yazdıklarını kendi özelinde saklayan, sonra kendi kendine küsen, yazdıklarını saklayan, hatta bazen kızıp yakan, sonra yine yazan vs. Kısacası çocukluğumdan beri yazarak anlatmayı hep sevdim. Bu yılda seviyorum. Sanırım her zaman seveceğim.

