İNANÇLARINA DİKKAT ET
- Alper Apaydın
- 2 Mar
- 1 dakikada okunur
Ben diyorum ki, siz siz olun ‘anneme benziyorum, babama benziyorum, tıpkı onun kopyasıyım’ falan deyip durmayın. Çünkü bu inançla farkında olmadan onların hikayelerinin de başka versiyonda tekrarını yaşıyorsunuz.
Örnek mi: Anneniz ilginin, sevginin üzerinden eksildiğini hissettiğinde ardından bilinçsizce hep hastalanır, başına bir şey gelir, kaza geçirir miydi? (Dikkatlice geçmişe bakın böyle bir döngü görebilirsiniz)
Haliyle toplumsal olarak hastalanan, kaza geçiren, başına travmatik olay gelmiş insanlara merhamet duyarız, derdine derman olmaya eğilim gösteririz. Aslında normal zamandan daha fazla onunla ilgileniriz, onun yanında/yakınında oluruz. Yani bilinçsiz bir düzlem de istenen gerçekleşmiş olur.
Ya da kızdığı zaman ben ölünce kıymetimi anlarsınız diyen hikayelerle büyüdüyseniz ve ben anneme/babama benzerim diye bir inancınız da var ise farkında değilsiniz ama sevdikleriniz sizi hayal kırıklığına uğrattığında onu “sizsiz bırakmakla cezalandırmaya” eğilimli olursunuz. Çünkü maruz kalınmış ve işe yaradığı zannedilen oyunlara bilinçsizce kocaman evet demişliğiniz olabilir. Unutmayın bu eveti diyen küçücük bir çocuk. Ve hepimiz çocukken büyüklerimize bakıp doğru sanılan yanlışları kabul ettik. Büyüklerimiz de kendi büyüklerinden gördüklerine ‘evet’ dediler. Tek fark şimdi ve burada ben uyandım. Uyandıysam sorumluluğumu alıyorum ve değişiyorum.
Şimdi dikkatlice bakın; çevrenizde hastalanan, başına görünmez kazalar gelen insanların çevresindeki ilgi, sevginin arkasındaki gerçek duygular merhamet, acımak, olmasın.
Size merhamet edilmesini, acınmasını mı isterseniz, yoksa gerçekten sevilmek, güzel şeylerinizle ilgilenilmesini mi?
O zaman bu döngüyü tez zamanda kırın. Geçmişten bugüne inançlarınızı dönüştürün, bakış açınızı değiştirin. Döngünün bilincine varın.
Bunları nereden mi biliyorum. Bizzat yaşadıklarımdan, mikroskop altına yatırıp incelediğim ve iyileştirmeye çalıştığım hayatımdan.