top of page

KİME GÖRE NEYE GÖRE?

  • Yazarın fotoğrafı: Alper Apaydın
    Alper Apaydın
  • 2 Mar
  • 1 dakikada okunur

Herkesin birbirine “mış” gibi yaptığı bir dünyada, birilerini (özellikle de tanıdığınız kişileri) iyileştirmek, mutlu etmek diye bir inancınız varsa buna çok aldanmayın derim. Eğer kendinizle gerçekten yüzleşmek isterseniz de cevabı kısaca vereyim. Yapılan iyi niyetli davranışların çoğu, kendi vicdanınızı rahatlatmak içindir. Kendini suçlu hissetmemek için. “Ben elimden gelenin en iyisini yaptım” illüzyonu içindir.


Ancak en iyisi, kime göre ve neye göredir. Çünkü en iyisi onun kurtarıcısı olmaya çalışmak yerine, yaşanan sorunun bir daha tekrarlamaması için, nasıl bir katkı sağlanabilir sorusuna cevap aramaktır.


Mesela benim acı çektiğim bir dönemimde, didaktik bir yaklaşımla, mekanik bir ses tonuyla “üzülme, geçecek hepsi” derseniz nazik bir şekilde sessiz kalabilirim ama içimden size öfkelenirim. Belki de sadece beni dinlemenizi ve yargılamadığınızı hissetmek isterim. Naif ama doğru anda, basit ama bana göremediğim bir açıdan bakmam için öyle bir soru sorarsanız işte o zaman “iyi ki yanımda olmuşsunuz” derim.


Kısacası yanımda olmayı öyle bir hale getirirsiniz ki, ben bile nasıl iyi geldiğine şaşar kalırım. Yani bu işi bilindik, klişe yaklaşımlarla, formüllerle yapmaya kalkmayın.

Karşınızdakini dinleyin. Ama gerçekten gönülden dinleyin. Ne diyor, saçmalasa bile dinleyin. Belki de o saçma hislerini yargılanmadan sadece anlatmak istiyordur. Ya da susma hakkını kullanmak. Kim bilir!


Ama bazen de yere devirmek gerekir. Babam ve Oğlum filminin sahnesindeki Çetin Tekindor’un yere devrilmesi sahnesi gibi.


Çünkü altından kalkılması en zor duygu, suçluluktur. Bazen sözcükler o kadar kifayetsiz kalır ki o duygunun altından kalkabilmek için sarıp, sarmalamak yerine devirmek lazımdır...

 
 

Telefon

 0532 555 5454

Email

Sosyal Medya

  • Facebook
  • LinkedIn
  • Instagram

© 2025 Tüm Hakları Saklıdır. Mine Alpar

bottom of page