SADECE DURMAK
- Alper Apaydın
- 2 Mar
- 1 dakikada okunur
Bazen durmak lazım. Sadece durmak. Vitesi otomatikten çıkarmak, boşa atmak. Gaz pedalından ayağı çekip, frenin üzerine salıncak kurmak lazım. Sıradaki kelimesine mesafe koymak.
Kalbinle, kulağınla nefesini dinlemek lazım... Geçmişle geleceğin arasındaki düşülen çukurdan çıkmak, ritmi düşürmek ve şimdiye dönmek lazım. Ne olduysa oldu ne olacaksa da olacak. Endişeleri askıya almak lazım. Mümkünse önce az giyilenler, sonra da üzerime dar geliyorlar deyip verilecekler kutusuna koymak lazım. Bir hamle sonrası ise o kutu ile vedalaşmak. Sevmek lazım endişeleri bile. Ayrılabilmek için sevmek lazım. Sevemediğin hiçbir şeyden ayrılamazsın. Ben çok denedim ama olmuyor. Hele ki kızgın ve öfkeliysen hiç olmuyor. Sırtına vantuz gibi yapışıyor. Fırsatı bulunca fırlamak üzere sinsice bekliyor. En iyisi mi onu anlamak lazım. ‘Neyin var’ diyebilmek. Can dostunun satırında, sesinde bir sorun hissettiğinde nasıl onu gidip sarmalamak ve sadece dinlemek istersin ya. İşte onu kendine de yapmak lazım. Bir yanının susup, diğer parçanı anlaması, dinlemesi, sarmalaması için. Bazen sadece durmak lazım.