SENİN FEDA VE KAR’IN NERDE?
- Alper Apaydın
- 2 Mar
- 1 dakikada okunur
Geçmişteki hikayelerin muhasebesini kapatamazsam eğer, yeni yaşayacağım hikayeler eskinin tekrarı olurlar. Senaryo, kahramanlar, zaman, mekanlar farklıdır. Ve ben tüm bu farklılıkların içinde asıl meselenin hala aynı olduğunu göremem. Oysa farkların aldatıcılığıdır yaşananlar.
Önce kar-zarar tablomu yapmam gerekir. Fedakarlıklar diye gördüklerimin “feda ve kar” olduğunu anlamak gerekir. Fedakarlıklar dediklerimiz kar elde edilmeden gerçekleşmezler. Karlar ise elle tutulan, gözle görülen sayılabilir şeyler değildir. Duygusaldırlar. İsim koymak bile zordur bazen. Çoğunlukla onaylanmak, sevilmek, istenmek, takdir edilmek gibi ana isteklerimizden doğarlar. Ve biz hikayelerimizde hep fedakarlıklar yapan, ama karşılığını alamayan ve hikâyenin sonunda hayal kırıklığına uğrayan oluruz. Çünkü bu hikâyenin her zaman gideri vardır ve bize “sen haklısın” diyen yandaşlar sağlar.
Tüm bunlara rağmen hikayelerdeki "asıl mesele" değişmez maalesef. Eğer derdimiz onu değiştirmekse, geçmişin muhasebesini denklemek gerekir.