İLHAM NEREDE

Bu sabah saat beşte uyandım. Suya yansıyan harika bir dolunay vardı. Görünen cisim midir, onu gören göz müdür veya yüklenen anlam mıdır heyecanı hissettiren, ya da hepsinin bileşkesi midir? Bu sabah hepsinden bir tutam vardı işte.

Hep imkansızlıklardı yaşayamadıklarımın suçluları. Sonra hayat beni çeşnilerle lezzetlendirdi. Öyle çok, öyle farklı hikayelere şahit oldum ki, nihayet bir gün “Yok artık bu kadar sevilmiş, korunmuş, imkanlarla bezenmiş olmasına rağmen bununla mı yetiniyor, buna mı layık görüyor kendisini bu insanlar” dedim, şaşkınlıkla. Belki de ilk fark edişimdi, insanın kendine yazdığı hikayelerinin yaşamının sınırlarını belirlediğini. Senin için ne olası ise yaşamın o alanda can buluyordu. Olasılıkları oluşturan bensem eğer ve olasılıkları yaratmak yetenek, diploma, sermaye gerektirmiyorsa, e hadi o zaman, ferah, bereketli, kıpır kıpır bir şeyler yaratalım. Ben bugün mucize yaratmak istiyorum. Tırtılın kelebeğe dönüşmesi gibi mesela. Baktığında bu bundan mı çıktı diyeceğin. Belki de bir sihirbaz var ve değneğiyle dokunacak. Neden olmasın. Ben bugün bunu istiyorum, değnek, sihirbaz, sihir ve mucize. Doğa ilham veriyor bana, sana ne ilham veriyor?